22 Mayıs 2013 Çarşamba

4.Gün: "Ay Yürüyüşü" - 93 Kiloyum!

Selam!

Bugün nedense bilgisayarım acayip yavaş ilerliyor...Kendi kendine nağme yapan değişik bir makina benimki! "İlla ki elmayı yiyeceksin" diyenlerin kurbanı olup zamanında aldığımız bilgisayar bizi şimdi kendisine nasıl bağladıysa artık, en yavaş halinde bile "tamam oğlum, geçecek, hiç merak etme, bunlar olağan şeyler, birazdan hızlanacaksın....heh! gayet güzel good boyyy!!!" durumları söz konusu şu anda. Cep telefonundaki fotoğrafların bilgisayara aktarırken geçen zamanın haddi hesabı yok zaten de, hadi neyse...Cep telefonunu da (bu elmalı firmanın başka bir teknolojik bağlayıcısı...) fırlatmam an meselesi bu arada.

Sabah kendimi zor kaldırdım ya yataktan? Ama nasıl bir sırt ağrısı ile uyanmak!!! Allahım!! Geriniyorum, uzanıyorum iyice kollarımı açıyorum, ı-ıh. Ağrı geçmedi hala mesela...Ne kadar zor birşey ya?!. Bu yatağı değiştirmem gerek de, işte... Bu üşengeçlik zaten beni mahvedecek şeyler listesinde bayrağı taşıyor! :) 

Geceden hazırladığım kahvaltı tabağı ile (domates-peynir-sunta) göz göze geldikten sonra omuz hizasından saate minik bir bakış atmam, elbiselerimi ("elbise" yanlız. 'kıyafet' değil...ben hergün ofise tuvalet ile gidiyorum çünkü.) giyinmem, evden hızlıca çıkmam, yaklaşık 5 dakika içerisinde vuku buldu. Şu herşeyi son dakikalara sığdırma çabamı lütfen takdir ile karşılayın, rica ediyorum, ki her defasında bir dakika ile bile olsa trene yetişmem kesinlikle aferin dedirtecek bir durum :) 

Bisikletimin beni sırtımdan hançerlediği günün ertesi sabahı. Dolayısı ile hiç istemememe rağmen (yuh, kaç kere "-me" ekini kulladım belli değil...Türkçe'yi seviyorum!) trene binip 20 dakikalık bir yolculuk sonrası istasyonda inip 2 senedir her sabah girdiğim fırına gene aynı yorgunlukla son kalan takatimle Hallo! diyerek girdim (bu arada Almanlar'da da - -"dahi" anlamındaki da'yı ayrı yazdım, buraya dikkat - - sağ ayakla içeri girmenin şans getirdiğini söylemişti birisi.)
"Ooo Emre Guten Morgen!" edaları içerisinde 2 senedir her sabah hiçbir şey demeden bana uzatılan bir çift Laugenbrötchen'i kaparak ofise doğru koşar adımlarla ilerledim. Normalde bira ile beraber yenilen bu "simit" (yahu bildiğiniz Alman simidi ya?!... ama ah....şimdi Istanbul'da olup bi simit/karper/çay yapmak vardı be!....) normalde tuzlu yapılır, ki orada çalışanlar da her sabah bundan yaklaşık 100 tane yaptıkları ve hepsini sattıklarını düşünürsek arada 2 tanesini tuzsuz yapmaları sanıyorum benim oradaki forsumu gösteriyor! (narsistliğin dibinden kendimi bir kurtarayım bir saniye....heh tamam, şimdi devam edebiliriz) Tabii ne yazık ki sabah saatlerinde içen bira beni bozduğu için çay ile geçiştiriyoruz :) 

Dün tatil olduğundan, cuma akşamı-cumartesi-pazar ve dünün tüm mesaj yoğunluğu öğle vaktinden önceki birkaç saatin çok sıkıntılı geçmesi için yeterliydi, öyle de oldu. Kafamı kaldırdığımda saatin 12:30 olması, benim dışarıya çıkmam, anlayamadım ya....Bugünün çabuk bitmesi çok iyi oldu aslında. Öğle yemeği yerine bolca meyve yemenin ("meyve", "meyva", neyse artık..) midemi aslında dolduracağını ve şişireceğini düşünerek fotoğrafta görmüş olduğunuz tabağı 3 yuro'ya hallettim. 
Evet. yaklaşık 6 liraya dünyanın yemeği! :) Maksat doymaktan ziyade midenin doldurulması olarak düşünülünce pek de fena bir fikir gibi gelmiyor aslında...? Hoş, patronun "bu meyvelerin hepsini sen mi yiyeceksin?" sorusu bile beni bu tabağı bitirmemde caydırmadı :)) Gidip gelip ihtiyaç molası sorunu olmasa 2 şişeden fazla içecektim suyu, onu da fazla abartmadan günü tamamladık :) 

ve Spor! :) 

Spor salonundan içeriye girerken kafamda bugün yapacağım tüm hareketler/çalışmalar vardı aslında.. "Ohoooo tamam yeeeaaa!! 150 mekik, 10 şınav (hiçbir zaman 3'ten fazlasını yapamadım), biraz yandaki simitlere çalışacağız, 20 dakika bisiklet, 20 dakika da koşar, hopp duş alır dönerim"le girdiğim spor salonundan çok değişik bir hissiyatla çıktım. İlk kez denediğim ve adına babamla birlikte "Ay Yürüyüşü" dediğimiz bu alet 10 dakikada yaklaşık 100 kalori yaktırıyor ve şu ana kadar hiçbir şekilde olmadığı kadar çok terletiyor. Şıp şıp sesleri eşliğinde 15 dakikalık ay yürüyüşü sonrası o yarım şişe suya hasret kalacağım aklımın ucundan geçmezdi ya?! :) 



Yanlız yanlış şarkı seçimi harketleri yaparken çok zorladı. Miles Davis - Kind of Blue ve John Coltrane - Ballads albümü ne kadar hızlı spor yaptırabilir ki insana? :) Açıkçası bunları düşünürken, spor/jimnastik sırasında dinlenebilecek 10 şarkı şu şekilde olabilir pek tabii ki...?

1) Queen - Another One Bites The Dust
2) Survivor - Eye Of The Tiger
3) Steppenwolf - Born To Be Wild
4) Free - All Right Now
5) AC/DC - Thunderstruck
6) ZZ Top - Tush
7) Jet - Are You Gonna Be My Girl
8) Lenny Kravitz - Are You Gonna Go My Way
9) Bon Jovi - Livin On A Prayer
10) KISS - I Was Made For Loving You

bir dahaki sefere bu listeyi kullansam fena olmayacak gibi ;) 

Akşamüstü kafamda kuşkonmaz yemek vardı aslında. Almanlar yılın bu dönemlerini (nisan sonu/mayıs başı) manyaklar gibi bekliyor! Kuşkonmazın yanında Hollandaise sosu ve/veya patates/patetes püresi ile inanılmaz hafif bir akşam yemeği yiyerek günü tamamlıyorlar. Hatta ofis arkadaşım bir hafta boyunca o kadar çok kuşkonmaz yedi ki, (artık neresine yediyse), bir gece öncesinden kuşkonmaz yediğini lavaboya suratınıza su çarpmaya gittiğinizde en uzun burun direğinizle rahatlıkla hissedebiliyorsunuz :) Fena bir kokusu var ve herkes kapış kapış aldığından bulunması da çok zor...Bundan dolayı evimin yakınlarındaki markette kuşkonmaz bulamadığım için değişik birşeyler yapmak istedim, bazı ilginç malzemeler aldım :) 


Patlıcan, sarı/kırmızı/yeşil biber, mantar, peynir, roka... Patlıcanı ince ince kesip önden az yağlı tavada renk değilştirilmesi, sonrasında biberlerin,mantarın, rokanın,peynirin atılarak karıştırıldığı değişik bir sebze yemeği. Henüz bir isim vermedim bu yemeğe ama, bisiklete "Hikmet" diyen birisi olarak içimden bu yemeğe "Selim" demek geldi açıkçası :) 

2 tane çay ile akşamı geçiştirdim, ki hiç yapmadığım birşeydir. 4-5'ten aşağıda içmem genelde :) Bir de çayda tek şekeri de kessek muazzam olacak! :) 

Bu akşam gözlerim kapanıyor, erken iflas ettim sanırsam.. 

Kuşkonmaz yarına artık ;)

Emre

Bremen | Almanya
22.05.2013 - 00:26
(tartı işi sanıyorum yarına kaldı)
(bu arada bayağı duba gibiymişiz. hedef 85 kilo!)


Hiç yorum yok: