Ofis arkadaşım "bugün ne kadar da boş bir gün değil mi?" dediğinde saat 16:30'u gösteriyordu ve normalde 700-800 mesaj kontrol ettiğimiz günlerden birindeydik, ancak toplamda 4 e-mail yazdırmıştık. düşünün yani öyle boş bir gün...
Sabah kahvaltı olayını bir şekilde çözmem gerek ya...peynirli ekmek arası (ya da "Kæsebrötchen") ile her sabah gitmeyecek. İnanılmaz bir şekilde kendimi daha erken saatlerde kaldırıp adam gibi çaylı, peynirli, domatesli kahvaltıya hazırlamam gerek kendimi...yani ehmmm...en azından önce kafa olarak hazırlmamam gerek tabii...Misal bugün nasıl bir kalkış ise, saat 06:30'da saat çaldı, sonra tekrar çaldı, sonra tekrar, tekrar, tekrar....yataktan fiziksel olarak kalkışım 07:36 idi! Bu "nazı" ya da bu "şımarıklığı" seri şekilde çözüp, o bir saat içerisinde kahvaltı olayını çözümlemem gerek....Bakalım nasıl olacak...
Öğle yemeğine kadar Istanbul'dan gelen (sanki burada yokmuş gibi istanbuldan geldi koca paket...hey allaahım yaaa....) poşet çaylarla yaklaşık 3-4 bardağı idare ettik, ha bu arada şeker yok tabii ki :) Ya valla bak, şekerli sıcak bir içecek yerine çay tadını almak kadar güzle birşey var mıdır acaba hayatta? Buradan bardağına en az 3-4 şeker koyan her arkadaşıma selamlarımı iletiyorum, ki hiçbir zaman o güzel çayın lezzetine varamayacaksınız, ahahahaha!! (burada tercihen Darth Vader gülüşü kullanılabilir...)
Değişik, hafif ve gerçekten doyurucu bir öğle yemeği olması açısından nokta atışı yapmam gerekiyordu, bisikletimle öncelikle ofisin etrafındaki büyük limanda 20 dakikalık (zaten epitopu 45 dakika vaktim var....buna "epitopu" mu derler, yoksa başka bir şekilde mi söyleniyordu ya...? neyse bilemedim.) hızlı tempolu gezintiden sonra markete giderek aldığım şeylerle değişik, güzel bir karışım yapmak istedim :) Tabii ekmek yok...
![]() |
non-fat (yağsız) yoğurt ve cherry domates (buna "çeri domates" deniliyor herhalde Türkçe'de de..) |
Yanlız acayip tok tuttu be....üzerine yaklaşık 3 şişe de su içince (0,75L'ten 2,25 litre) ektra birşey yemeğe gerek kalmıyor, çok fazla sıvı tüketilince hem mide inanılmaz şekilde tok kalıyor, hem de bağırsak/idrar yolları vs gibi sorunlar da daha azalıyor, keza her 10 dakikada tuvalete uğrayıp Toma'nın suyunu sıkmaya gitmek icap ediyor...
Öğle - akşam çıkış öncesi sıkıldığımda ve gerçekten karnım guruldayıncaya kadar beklediğimde, belli ki birşeyler yemek istiyorsam buzdolabında beni devamlı bir elma bekliyor, bugün de bir elma patlattım, yanlız elma 1-2 gündür dolapta duruyordu, değişik bir surat ifadesine bürünmüş, kafa işte niye fotoğrafını çekmediysem! Acayip de komik duruyordu ahahaha!! :)) Neyse artık, bir dahaki sefere! :) Ama umarım herhangi bir sorun olmadan bu geceyi atlatırım, keza karnım fena guruldamaya başladı, motor çalışıyor :)) (bu 'keza' lafına alışmayayım ya....)
Akşam ofis sonrası 15 dakikalık yol ile spora gittim. 45 dakikalık bisiklet ve 30 dakikalık koşunun arasına 20 dakikalık mekik ve 15 dakikalık başka bir göğüs çalıştırma hareketi ekleyerek düzeneği tamamladım ve 15 dakikalık bisiklet yoluyla eve döndüm (toplamda 75 dakika bisiklete binmişim bu arada tabii...)
fotoğraf parlıyor biraz, ama 20 kilometre bisiklete binmişime |
koşu bandından kareler |
![]() |
mekik çekerken bittiğim anlar... |
Ha, bu arada güzel bir haber gelsin :) 89 Kilo olmuşum! :) Haydi bakalım, toplasan şurada böyle bi 13-14 kilo daha kaldı :))
Akşam da çok uzun zaman sonra güzel birkaç parça et ve yanında orta büyüklükte bir kasede güzel bir salata vardı (yanlız bir büyükbaş soğan vardı salatanın içide ya...midem acayip yanıyor şimdi de....)
![]() |
yanlız dilimler bayağı kurşunkalem kalınlığındaydı ya... |
Bu arada "Emre bu başlığı niye böyle attı bu akşam?" diyenlere çok kısa bir cevabım var: Annem.
"Cumartesi günü annem geliyor, ve 15/09 tarihine kadar benimle birlikte...."
vay be...söylemeyi geçtim, yazarken tırsıyorum :))
Minik evimde sanki "Kraliçe Elizabeth gelecek!" edası ile çalışmalara başladım. Forma sırtta terleyerek tozlar alınıyor, etraf Vileda'lanıyor....ha tabii ne yazık ki "ev ve anne yemekleri dosyası" bir kez daha açılacak gibi duruyor! :) Bakalım bu 15 gün nasıl geçecek...Cumartesi gelişlerinde onları şinitzel yemeğe götüreceğim. Tabii ben şinitzel yer miyim, orası da ayrı dava...
Evet...Sanıyorum bu akşamlık bu kadar...
yarın yeni gün. yeni sabah. gene boş bir gün olacak sanırsam. tüm gün bilgisayara bakmaca.
erken kalkarsam adam gibi kahvaltı edeceğim.
öğle yemeğine gene yoğurt-domates yiyebilirim, tadı güzeldi.
20 dakikalık bisiklet olayına alışabilirim.
doctor who'da 5.sezonu bitiriyorum. yeni sezonun dvd'lerini almak gerek...
ikinci bahar'ı da sallamamalıyız tabii bu arada...
"Juicing" hala aklımda, unutmuş değilim!
arkadaşım Esra'nın güzel bir blog çalışması varmış, takip edeceğim tabii ki!
lütfen siz de takip edin: http://esraninsaglikliyasamgunlugu.blogspot.com
Bahadır bu esnada Crossfit çalışmalarına devam ediyor.
bugünkü antremanlarında 100 push up - 100 walking lunges - 100 de mekik vardı
Dukan Diyeti için araştırmalara başlıyorum.
Protein bazlı bir diyet kendileri.
"kısa zamanda hızlı verilen kilolar kısa zamanda nasıl hızla alınmaz?" sorusu önemli.
büyük beşiktaş kayseri'ye 4 attı, bir gol bariz ofsayt
fatih terim'i anarak: "ofsayt oldu, üzerine gol oldu, gölü verme mi deseydik?"
iki gün sonra Tromsö maçı.
gecenin 21:45'ine maç koyan zihniyete buradan konteynerlerce küfürüm var.
hava güzel
kuşlar ötüyor.
iyigeceler
Emre
Bremen | Almanya
27.08.2013 - 23:59
28.08.2013 - 00:00