2 Aralık 2013 Pazartesi

162.Gün: "Kara Lahana Vol.2"

Selam!

Pazartesi günlerinin hızlıca geçip gitmesini çok seviyorum! :)

Gece geç saatlerde TRT'yi (ama tabii ki radyosu. televizyonu ile işim olmaz.) internetten dinlemek için açtığımda TRT Nağme adında bir radyo kanalı ile karşılaştım, ve ilk görüşte aşk derler ya, hani işte aynen öyle oldu :) Radyo-4'ün yaptığı yayını artık TRT Nağme yapıyor, sabahın ilk saatlerine kadar, hatta sabah kalktığımda bile başucumda güzel türk sanat müzki şarkılıarı çalıyordu :) İnternetten dinlediğim için frekansı bilmiyordum, ama öğrendim: İstanbul - 101.6 ;) Evet. bu yazıyı bir yandan yazarken, bir yandan da anneme durumu anlatıyordum, verdiği tepkinin "ulan zaten yattıktan 15 dakika sonra horlamaya başlıyorsun sabaha kadar niye açık tutuyorsun ki elektronik şeyi?" şeklinde olması da ilginç oldu tabii..



ya ne dicem..bu arada ben birkaç gündür "roka, roka" diye sayıklıyordum ya hani, o yediğim "semizotu"ymuş aslında. türkçe artık nasıl gidiyorsa :)

Ofise gelip masama oturmamla öğle vakti kalkmam bir oldu. kahvaltılık birşeyleri yemediğimi fark ettikten sonra hemen salataya + kara ekmeğe düştüm :) Akşam vakitlerinde bir yoğurtla da spor öncesi hazırlık oldu tabii



Günün en iyi haberi babamdan geldi! Uzun süredir arayıp bulamadığım turgut uyar'ın şiir antolojisi "büyük saat" bugünü geçersek 25 gün sonra elimde olacak! :)

başucu olmasından ziyade üzerimize örteceğiz artık.

Bu müthiş haber ve sonrasında hızlı geçen bir gün sonunda kendimi çok çabuk salona attım, bu sefer önce koşu bandı ile başladım. 5k sonunda bisiklette de 5k yaparak günü tamamladım. Akşama markete uğrayıp aldığım minik somon parçaları ile geçen haftadan buzluğa attığım kalan yarım kara lahanayı çözerek bol su ile akşamı hallettik
5k koşu sonrası geberen bünye vol.1
5k'nın inanılmaz gücü!
tam 40 dakika sürdü bu arada...



























bisiklete binerken.
cıbıldak sağ bacağımı sansürleyemedim! :)
bisikletteyken doors.
tabii bu şarkının bulunduğu albümün kapağı bu değil..

spor sonrası bremen'de durum bu şekildeydi...


ama yemek güzeldi ya...gerçekten....

ve günü bu şekilde tamamladık. 

şu ana kadar henüz kahve içmedim. saat 22:35. sanıyorum içmem de artık.

günü tam olarak toparlamak gerekirse...

babamlar dün bahsettiğim cekedi almış. inanılmazlar. artık istanbulda içine mavi gömlek çakarız.
babam birkaç saniye önce anneme "yoğurt yapmasını" hatırlattı. evde durumlar değişik. 
ama annemin yaptığı yoğurt da efsanedir ha... 
akşam erken yatacağım. kitap okurum belki.
kitap dedim de, "Gillian Flynn - Gone Girl" adında bir kitap aldım. sürükleyici bir kitaba benziyor.
annemden biraz önce günün ayarı geldi.
"arada bir kırmızı et ye be?! bak doktor söylüyormuş, kaslara yararlıymış, 
ya niye bunu anlamak istemiyorsun?" şeklindeki ayarı ile gönlümdeki tahtında yerini sağlamlaştırdı.
bir sonraki yemeğimi et/köfte vs olmasına vesile de oldu tabii...
sırtımda çok fazla sivilce var. bir anda bu aklıma geldi. 
bu akşam kahve içmeyeceğim, ama iki ay sonra bir Gaggia espresso makinesine yatırım yapabilirim.
espresso güzeldir. içiniz. içtiriniz.
Tumblr sayfamı görmüştünüz değil mi?
emreadam.tumblr.com
bir tane adam gibi 2014 duvar takvimi almam gerek. 
babamın "tatil yapacağım" diyerek gittiği yerlerde iş yapmasını yan gelip yatarak izliyorum. evlat işte.
çok yetenekli dostum tamer poyraz demiralp'in çizimlerini takip edin derim bence. 
galip tekin'den sonra heyecanlandığım en sağlam çizerlerden biri olabilir. hatta belki de öyle.
galip tekin dedim de, akşam yatarken galip tekin bakayım biraz. portishead ile iyi gidebilir.
çizgi romandan devam edeyim. corto maltese'lerimi toparlamam gerek istanbul'a gelince. 
mediha şen sancakoğlu'na karşı değişik güzel hoş mutlu duygular besliyorum. duru bir sesi var keza.
babam biraz önce annem ile ağaç altındaki fotoğrafından bahsetti. bi zaman makinesi olsaymış iyiydi..

bugünlük bu kadar sanırsam.

iyigeceler

Emre 
Bremen | Almanya
02.12.2013