Herkesin bayramı kutlu olsun! :) Hoş, artık kimse bayramla değil, işin "tatil" kısmı ile ilgilendiğinden bu sözüm de boşa gitmiş oluyor....Olsun, tatiliniz güzel geçsin, ben burada çalışırken, siz rahat rahat havuzunuza/denizinize girin, yiyin, için, eğlenin, dans edin! :)
(burada aslında ağlıyorum da çaktırmayın eheh.)
Bu uzun araları vermeyi bırakmam gerek evet...En azından haftasonları sık sık yazmalıyım :)
Haftanın ne kadar yavaş ve yoğun geçtiğini söylemem gereksiz galiba!
Sabah ofiste gitmeden bir gün öncesinden bırakılması gereken evrağın öncesinde Starbucks'a uğradım ve minik birşeyler atıştırdım:
![]() |
tall non-fat decaf latte - vegetarisch bagel |
Ki ofis arkadaşımın Perşembe günü izine ayrılması, ve diğer arkadaşımın da Cuma günü gelmeyeceini söylemesi üzerine Cuma günü tüm işler bana kaldı, nefes almadan ve verdiğim 15 dakikalık minik arada sadece minik bir salata yiyeyerek akşamı gördüm :) Salatada hiçbir zaman yumurta ve yeşil acı biberi sevmediğimi bildiklerinden çalışanların devamlı bana "yumurta istiyor musun Emre? ehehehehe!!" şeklinde gülmeleri ve bunu bir grup halinde hep beraber yapmaları da değişik tabii...
![]() |
en azından öğle yemeklerinde artık farklı birşey yiyebilirim diye düşünüyorum... |
Uzun süredir yemek istediğim ancak her defasında "yaaa Emre boşver, git evine adam gibi salatanı yap ye!" şeklinde kendimi avuttuğum akşamların birindeydim gene, ama son anda (artık trende hangi ara ve nasıl aklıma geldiyse...) sulu sıcak Türk yemeği yemek istedim :) Bazı şeyleri gerçekten özlüyor insan ya....
![]() |
bu güzelliği Bremen - Brunnenstrasse - Gül Ocakbaşı'nda bulabilirsiniz :) Patlıcan - Brokoli karışımı birşey... |
bu kadar yemek yerken tabii sporu da ihmal etmemek gerekiyordu :) Çarşamba - Perşembe - Cumartesi ve bugün de kısa zaman sonra bisiklet/koşu yapmaya gideceğim, ayrıca göğüs çalışmaları ve "yanlara" da bazı düzeltmeler yapmam gerekiyor, ama herşeye rağmen 89'dan yukarı çıkmamam güzel! (hoş, olayım 89'dan aşağı inmek ama....)
![]() |
cumartesi harcanan 40. dakikaya doğru koşarken... |
![]() |
peki neden bu fotoğraf beni şişman göstermiş? lanet olsun iPhone! |
![]() |
sağ üst köşedeki fotoğrafta yaptığım hareket bu işte. |
Cumartesi günü sabahına yorgun, gözleri şişmiş ve tok bir şekilde kalkmam da ilginç oldu tabii...akşam nasıl yemişsem....Yukarıdaki fotoğraflar dün itibarı ile (cumartesi) çekildi. Akşamında da uzun zamandır yemediğim ve özlediğim bir lezzet olan yarım tava "Tofu"yu harcadım:
![]() |
Tofu'yu seviyorum! :) |
Şu anda bir yandan bu yazıyı yazarken, bir yandan da diğer bilgisayara gelen ofis yazılarını toparlamaya çalışıyorum. Bir anda iki işi yapmak gerçekten çok zor...
Sanırım bu haftasonluk bu kadar, bugün değişik şeyler olursa akşam/gece saatlerinde yazarım herhalde..
Toparlamak gerekirse:
etrafa bakıyorum, gerçekten çok dağınık! bir ara temizliğe başlamam gerek.
temizliğe başlayınca tabii bu hafta çamaşırhane işi yalan olacak gibi duruyor
bir yandane Alman televizyonu Kabel Eins'dayım.
(ara fon cingılı "Kabel eins-eins beybi!" - - ne kadar orjinaller değil mi?)
bir program var şu anda kabel eins'da. iki polis. sanıyorum Bochum'dan.
bochum'da devamlı bir olay var, bu iki polis de hep orada.
doctor who 50.yıl özel bölümüne kaç gün kalmıştı?
11.ci doktorlu (matt smith) bölümleri tamamladım. aklım hala David Tennant'da..
beşiktaş'ın çaykur maçı yılllaaaa...rrr yılllar sonra gibi geliyor. (maç 21'inde bu arada)
Aralık sonuna kadar 5 kilo verelim mi? :) 85 olur muyum ki? :)
sabahattin ali'yi ne kadar sevdiğimi tekrar fark ettim. kağnı-ses-esirler'e başlarım diye düşünüyorum.
hava bugün nedense güzel.
akşama doğru köşedeki italyan cafesine gidip minik biri kaesekuchen ve kahve patlatabilirim.
ikinci bahar yalan olmasın, bir ara ona devam etmem gerek.
berlin'de üniversite öğrencisi otobüse lahmacun ile giriyor,
şoför "bro, otobüs kokuyor de get" diyor, çocuk çıkmıyor.
polis çağrıyor, olay yerine "14" polis geliyor. almanya.
o değil de bi lahmacun olsa fena olmazdı. ya da ali nazik.
meze ve rakıyı özledim sanırım. kulüp rakı'nın askerleriyiz.
godot hala gelmedi. heyecanla bekliyoruz.
bilinçaltı diye birşey olmadığına hala inanıyorum sanırım.
işlerimi halledeyim, "Acı Hayat" filmini izleyeceğim. Ayhan Işık, Türkan Şoray. filmi anlatırım.
mumlarım bitti, ikea'ya gidip mum almam gerek bir ara.
italo calvino okuyan var mı aranızda?
iyipazarlar
Emre
Bremen | Almanya
13.10.2013 - 12:36