29 Mayıs 2013 Çarşamba

11.Gün: 'Soya Sütü"

Selam!

Hem gereklilikten, hem de ofis arkadaşımın minik ricası ile gittiğim çamaşırhaneden anca dönebildim, sıcağı sıcağına günün ardında kalanlardan bahsedeyim! :)
(bu "günün arda kalanları" lafı da çok bi ana haber bülteni girişi lafı gibi oldu...sevmedim valla...)

Ya aslında şu Corn Flakes işini seri bir şekilde çözmem gerek... Sabahları nedense artık Laugenbretzel yemekten ziyade 10 dakika daha erken kalkıp Corn Flakes ile öğleden sonra 14'e kadar rahatlıkla durabilmek istiyorum. Şahsen sabah yediğim o iki Laugenbretzel beni aşağı yukarı 1.5 saat sonra (saat 10 sularında) gene acıktırıyor, sonrası 12:30-13:00 sularına kadar "artık öğle arası gelse de yemek yesem!" le geçiyor :)

Bugün öğle yemeğinde dünden aldığım soya sütünü ve iki tane elmayı götürdüm. Soya sütü, kelimenin tam anlamı ile "pek de hoş olmayan" (4 kelime oldu, çaktırmayın.) bir tada sahip. Evet, ilk içilişte süt tadı geliyor, ama final damlalarını yutarken sanki pilavı suda bekletmişsiniz, ve o suyu içermişçesine bir his sizi karşılıyor. Bu hissiyatın sebebini araştırdım, soya sütünde genelde bu tad olurmuş ("tad" mı yoksa "tat" mı....) Süt ile birlikte elma yemek de ne kadar mantıklı bir hareket diye düşünürken bir internet sitesinden/forum sitesinden aldığım bilgi aynen şu şekilde:

"meyvedeki şekerın kana daha yavaş karışması, dolayısıyla da ani kan şekeri yükselmesi/düşmesi durumunu engellemesi için yanında süt grubundan protein veriliyor (süt/yoğurt/peynir, vb) Süt ürünlerindeki protein şekerin kana karışımını yavaşlatıyor, dolayısıyla daha geç acıkıyorsunuz, kana karşıan şeker direkt olarak depo olmuyor"


boş kahve bardağı - soya sütü - iki elma

"Nasıl yani?!" tepkisini veririken ve bir yandan bu satırları okurken, diğer yandan da bir yudum süt alıp elmayı ısıra ısıra sütün yarısına geldim ve elmayı tamamladım. Yaklaşık birkaç dakika sonra artık nasıl tıkadıysa, sütün devamını ve tabaktaki diğer elmayı bitiremedim. Sanıyorum "zayıflama" mantığının temelinde "midenin şişkinlik kazanarak doygunluk hissiyatı yaratılması, dolayısı ile fazla yiyememe" yatıyor mu?....ileriki günlerde artık göreceğiz :)

Ofis sonrası spor salonu! 15 dakikalık bisiklet ve yarım saatlik mekikler sonrası (bu yarım saat içerisinde kaç tane mekik çektim sayamadım, ama bir ara bunun matematik hesabını yapacağım) kendimi sırf yanlarımı çalıştırsın diye değişik bir alete soktum. sadece bel kıvraklığı isteyen ağırlığı sağa ve sola çevirten bir alet...Bundan da 5x15 yaptıktan sonra finali 15 dakikalık ay yürüyüşu ile yaptım. Sonrasında tabii ki koşar adımlarla önce ev, sonra çamaşırhane!









içinde değişik tadı olan bir su var.



bisiklet sonrası durum.



ay yürüyüşü işte böyle birşey.
bu arada burada pek bi dobi çıksaymışım?

Aslında kafamda erken saatte eve gelip brokoli yapmak vardı. Çok uzun zamandır yemediğim, ama yiyince de bayağı bayağı kendimden geçtiğim süper bir lezzet! Üstüne light yoğurt, ve finalde kırmızı biber! :) Bazen yanında portakal suyu ve sunta gayet güzel gidiyor, ama niyeyse bu aralar portakal suyu içmiyorum, canım istemiyor herhalde...(bi ara gidip alayım ya bi şişe..?) Çamaşırhanede geçen zamanın sonunda evime gidip güzel bir yemek yapabilmek isterdim, ama günün finalini sunta-yoğurt ile yaptık :)
beni yarı yolda bırakan şarj aletimin yerine,
 bilgisayarımın tamamını aldım. evet. bunu yaptım.

Bugün çabuk geçti.
Şimdi asıl tehlike...."Istanbul"....

Hareketsiz, sporsuz kalmamam gereken bir 15 gün.

Bakalım neler bekliyor beni!



Emre
Bremen | Almanya
29.05.2013 - 00:52
(Istanbul'a dönmeden tartılmam gerek.)


Bremen'in akşamları fena değildir.


10.Gün: "Muz ve Portakal Suyu"

Selam!

Bugün akşam Almanca kursu ve sonrasında da Bremen Rotaract Kulübü ile (http://bremen.rotaract.de) (www.facebook.com/Rotaract.Club.Bremen) toplantıda olduğum, ve eve yaklaşık 45 dakika önce geldiğim için çok hızlı, kısa ve açık olarak bugünü ne yazık ki geçiştirmem gerekiyor. Yarın kurs yok, rahat rahat uzun uzun anlatırım :)

Sabah kahvaltı yoktu. her zamanki gibi Laugenbretzel'ı kaparak ofise geldim. Ofisteki iş yoğunlu, dosyaların ve seferlerin kontrolü, hesaplamalar vs derken kafamı kaldırdığımda gene saati 12:30 etmişiz. (şu kafamı kaldırdığımda zamanın hızlıca geçmesine de acayip bayılıyorum!) 

Ofiste süt bitmiş, süt almak için markete uğradım. Her zaman içtiğimiz 1.5%'lik sütten yoktu (g.tümün kenarları, 1.5%'lik az yağlı süt içiyorlar...bir yandan da tüm gün 1 litrelik kola içen iş arkadaşlarım var...) , ben de 3,5%'den 4 kutu ve 4 tane Bio elma kaparak kasaya doğru ilerlerken gözüme Soya Sütü çarptı. Soya sütü uzun zamandır içmemiştim, yarın öğle yemeğinde deneyeceğim, sonrasında tüm yorumlar gene burada olacak tabii :)

Ofisten çıktıktan sonra eve uğrayamadan Almanca kursuna gittim, yolda bir elma patlatır mıyım diye düşünürken kendimi bir anda kursun kapısında buldum, minik mide ağrıları şeklinde derse girdik, allahtan ders hızlı aktı da çabucak çıkarak kendimi bir markete attım :)

Akşam yemeği niyetine tam 5 tane muz yedim. İçimde muz ağacı çıkması muhtemeldir, ki minik minik karnım ağrıyor da şu anda...

5 muzu yiyerek gittiğim toplantının (ya, bir insan akşam yemeği niyetine nasıl beş "5" muz yer?!...neyin kafasındaysam artık!)  sonrası kulübün belirli bir çoğunluğu ile Bremen meydanındaki Alex adlı restorana gittik. Benim portakal suyu ısmarlamam niyeyse herkesin bir garibine gitti ki?! O kadar insanın arasında illa ki içki mi içilecek? :) Ayran sordum, ama bünyelerinde yokmuş, "neyse" dedim   "madem öyle, ben de portakal suyu ile idare edeyim" :) Tadı fena değildi...Gerçekten taze portakallar olduklarını söyleyemeyeceğim pek ama, tadı gene de dedğim gibi idare ederdi...Alex'te ileride yiyeceğim yemekleri ve yemeklerle ilgili tüm acımasız yorumlarımı buradan gene yapacağım, çünkü en son yediğim yemeği sonunu pek merak etmeden yemiştim, acısını fena çıkarmıştı bünyemden....


Leyla ile Mecnun 100. bölüm'ü yapmış...umarım bi 100 daha çekerler o kafayla giderek :)


Evet...bugün de bitti.

Kalın, yağlı, mis gibi anne yemeklerine kaldı 3 gün!



Emre
Bremen | Almanya
28.05.2013 - 01:04
değişiklik iyidir.