Selam!
Yaklaşık 1 aydır yazmıyormuşum.. istatistiklerim en azından öyle söylüyor :))
Annem ve babamla geçirdiğim 15 gün, ve ardından kendime ayırdığım 15 gün sonunda en kısa halde toparlamak istersem herhangi bir kilo alıp vermediğimi söyleyebilirim ;) 1 ayda kiloyu sabitlemek aslında pek kolay iş değil...Ya en azından bol bol kaçamaklarım oldu! İlk anında sevmediğim, ama bi 10 saniye sonra doyamadığım bitter çikolatalı dondurmaLARdan (evet..."lar"...hep annemin suçu işte bu...) Münster dönüşü çooo....kk uzun zaman sonra yediğim pastaya, İstanbul'a dönmeden önce hazırladığımız rakılı-mezeli masadan, dün akşam Alman arkadaşlarımla her ne kadar "30-45 dakika kadar beklersiniz" deseler de 1.5 saatin sonunda hafif sıcak şekilde yediğimiz pizzaLARa (evet..."lar"....) kadar... :) Gene de 89-90 arasında mekik dokuyorum...(bu "mekik dokuma" lafına da hasta olduğumu şimdi anladım bu arada...) Yemek konusunda her türlü kaçamağı yapıp herşeye rağmen kiloyu sabit tutmak da ayrı bir hüner istiyormuş galiba...
Son bir haftadır vakit buldukça Taze Fasulye yapıyorum...zeytinyağlı yemek yapmayı gerçekten çok özlemişim :) Her ne kadar yağını fazla abartmasam da, 1 yemek kaşığı salçanın ve kestiğim soğanın suyunun verdiği ağırlık, yemeğe de yansıyor, dolayısı ile yaklaşık 1.5 kilo fasulyeyi toplamda 2-3 gün arasında sünnetliyorum (uzun zamandır "sünnetlemek" fiilini kullanmamıştım ahaha!!) Bugün de akşam yemeğinde az yağlı yoğurt ve taze fasulye ile akşamı hallettik, ama kesinlikle İstanbul'da, özellikle anneannemin yaptığı taze fasulyeler gibi olmuyor! :) Her güzelliğin bir ters yanı olacak tabii, buradaki fasulyelerde de tabii ki kılçık var, onları yerken ayırmak ayrıca büyük bir haz veriyor (!) Yanlız "fasulye" mi yoksa "fasülye" mi, onun hakkında yanılgısal derecesi yüksek fikirlerim var, acil yardım!
Ofise gidişlerimde son 1 haftadır havanın rezil olmasından dolayı bisiklet kullanmıyordum, yarın en yüksek sıcaklığın 15 derece olduğunu düşünerek sabah tozunu silip erken saatte pedallara asılmanın vakti geldi! Deniz kenarından yavaştan yavaştan ilerlemece...
Bugün fotoğraf yok, yarından itibaren yazılarda fotoğraf koymaya devam edeceğim..
Sanıyorum bugünlük bu kadar...
Toparlamak gerekirse:
bu yazıyı yazarken minik bir fisherman's friend - cherry ağzında dolanıyor, tadı şahane!
ikinci bahar'ı birazcık rafa kaldırdım. bu hafta ara ara devam ederim herhalde..
doctor who'da 7.sezon bu hafta biter. 50.yıl özel bölümüne 55 gün kaldı.
küçük odayı temizlemesi gerçekten çok zor.
Ermenegilo Zegna'da takım elbise fiyatları birazcık da olsa aşağı çekilmiş, hüloooğ!!
muhteşem ev sahibimin sayesinde yeni bir yatak aldım, fena sert, ama sırt ağrılarıma son!
yarın büyük Beşiktaş'ın Antalya ile Antalya'da maçı var. beşiktaş 2-1 alır kanaatimce..
werder bremen yerinde saymaya devam ediyor...
babamları zorla bitpazarına götürdüğümde aldığım Adriano Celentano plağı bildiğiniz efsane!
alemin en iyi davulcusu Cengiz Baysal'ın yeni albümü "Baby Steps" çıkmış.
Kerem Görsev de artık Trio ile bir albüm çıkarsa ya...
iki gün sonra büyük kuzenimin (Zeynep) doğum günü.. doğum günü ezberleme yetimi ilerletmeli...
bir klarinet almaya karar verdim. boş zamanlarda üflemek olası. Sol nota bir klarinet fena durmaz..
braveheart'ı hala izlemedim. gelecek planlarım arasında bu filmi izlemek sanıyorum yer almıyor :)
geçen gün trende Kürk Mantolu Madonna'yı okuyan bir alman gördüm, ve bu halk için umutlandım..
erken saatlerde yatmak arzularındayım..
sabahattin ali'lere hız vermeye devam...yeni kitap "değirmen"
gece lambası istiyordum, yerine 12 tane minik yuvarlak mumdan yararlanmaya karar verdim..
sanıyorum yarın çok boş bir gün olarak geçecek..
iyigeceler
Emre
Bremen | Almanya
29.09.2013 - 23:11
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder