Hava artık giderek kendisini göstermeye başladı. Nasıl peki? Dondurarak...insanın kanını dondurarak hem de! :) Biraz önce eve ısınmak için nasıl koştuğumu hatırlamıyorum ya?! Kapıyı kapatınca başıma şiddetli bir ağrının girip çıktığını hissetmek de gerçekten çok rezil bir durumdu! :) Neyseki birkaç dakika sürdü, vakit bu aralar bünyeyi en sağlam şekilde tutabilme vaktidir!
Sabah uyanamıyordum yanlız! Baktım saat 07:21, "öeeeh!!" dedim, "yatsaydım azıcık?!". Aniden kalkarak (ki bunu her yapışımda 'bunu yapmamam gerek!' desem de...) mısır gevreğine koştum, ve her sabah yaptığım gibi hızlıca yüzümü yıkayarak iPad'in başına geçip birkaç dakika da olsa Muhteşem Yüzyıl'a baktım. Evet. Meriem Userli Hürrem'i sonrası Vahide Perçim'in (kocası Altan Gördüm'den ayrıldığından dolayı kızlık soyadını kullanıyormuş. Ya bu arada bu "kızlık" lafı ne kadar acayip/rezil geldi bir anda kulağıma ya? neyse...) oynadığı olgun Hürrem benden tam not aldı (büyük televizyon eleştirmeni konuştu!) ve diğer karakterlere , özellikle Mahidevran'a yapılan makyajlar sabah sabah dibimi düşürdü, yapanın eline sağlık gerçekten ;) Sabahın koşuşturması bu şekilde geçti..
Ofise gitmeden ALDI'den minik 4'lü 1,8%'lik az yağlı yoğurtlardan aldım, ki tadı gerçekten efsane. Her gün 16:30 civarı bir tane alıyorum, ki bugün de bir tane patlattım ;)
İğrenç bir yoğunluktan sonra 10-15 dakikalık bir nefes arası vermek, bir de kendime salata almak için dışarıya çıktım. Salatayı aldıktan sonra ofise zor attım kendimi, artık yağmur nereme nereme yağıyorsa....
İş yoğunluğundan dolayı rahatlıkla nefes alamadığımızdan masamda yemek zorunda kaldığım öğle yemeği şöyle birşeydi:
![]() |
göbek- domates - kırmızı fasulye-ton balığı - peynir - yoğurt - zeytin ve siyah ekmek. (her ne kadar fotoğrafta 'siyah' olarak gözükmese de...) |
Yukarıda dediğim gibi, akşam 16:30 gibi bir tane de yoğurt yedim. O saatlerde midemin gurultusunu iyi kapatıyor! :) Ekmek yok tabii...Tat olarak Activia'ya yakın bir tadı var yediğim yoğurdun..
17:45'te çıktım ve kendimi hemen eve attım. Birazdan dün yediğim karışık salatadan bir tane daha yapıp bolca su içerek mideyi doldurmayı planlıyorum :) Ekmek yok tabii...
![]() |
pek fazla karışık değil ve öğlen yediğim şeyin aynısı aslında.. zeytin ve ton balığı yok. ek olarak yağsız yoğurt ve lahana turşusu var. |
Sanıyorum akşamı bu şekilde kapatacağım. Sonrasında 'n' sayıda şekersiz çay içebilirim belki...
Yarın, dün gibi 90 dakika bisiklete binebilirim belki:
![]() |
90 dakikada 50 kilometre. öldüm diyebilirim. deneyin. seveceksiniz. |
Genellemede bulunmak gerekirse:
bu yazıyı yazarken grup gündoğarken'in 'mest of gündoğarken' albümünü dinliyorum.
albümü ilk dinleyince iki şeyi düşünmüştüm, bktım hala aynı şeyleri düşünüyorum.
"bu ne ya?! şarkıları kuş yapmışlar resmen", "ama abi gene de albüm çok güzel yeaaa?!"
doctor who 50.yıl anma bölümüne 17 gün kaldı.
o hafta BBC One'daki Doctor Who temalı programlar nefis.
gelecek hafta Issız Adam izlettireceğim almanlara. umarım beğenirler. ben kaç kere izledim kimbilir.
o değil de, sabahattin ali'nin dediklerini dinlesek sanki biri düzlüğe çıkacağız gibi geliyor bana nedense.
keith haring'i ve zamanında yaptıklarını takip edin, bakın, anlamaya çalışın, sevin, çok sevin derim.
Tumblr gümbür gümbür devam ediyor. arada bakın derim. emreadam.tumblr.com
bu hafta bir Godard filmi izlerim herhalde. "Breathless" ile dağıtırım, dağılırım diye tahmin ediyorum.
balkonda 5 tane dolu bira şişesi var. birayı, onu geçtim Beck's birasını sevmiyorum. Hennessy candır.
sakal bırakıyorum. yüzümün rahatlaması o kadar rahatlatıyor ki beni, başka, ayrı bir rahatlama geliyor.
evden içeri girdiğimde iki tane büyük örümcek beni karşıladı. Nooluyoruz?!
ha yani sakal bırakıyorum, bırakmazsam da suratım yara bere içinde sivilcelerden dolayı.
o ne be? ergen gibi sivilce çıkıyor suratımda stresten. hayırlısı be gülüm mode is on.
"mest of gündoğarken - yol aldım sevdalardan" gerçekten güzel kotarılmış yanlız.
(bu laf "kotarılmış" mı "koparılmış" mı diye hep düşünürüm arada. "kotarılmış" kulağa hoş geliyor.)
gün içerisinde gündemi yeteri kadar takip ettikten sonra canım "analı-kızlı çorbası" içmek istedi.
"sean lennon - friendly fire" albümüne bir şans verin derim. gayet muazzam.
çılgınlar gibi beyzbol öğrenmek istiyorum. çılgınlar gibi olmasa da, normal normal öğrenmek istiyorum.
bugünlük durumlar böyle.
iyiakşamlar
Emre
Bremen | Almanya
06.11.2013 - 19:25
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder